bugün
yenile
    1. 40
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ya ulan masmavi gözleri vardı be.konuşmazdı ben anlardım ne diyeceğini.r leri söyleyemezdi. arı mı büyük ayı mı büyük derdim gülerdi hemen. ulan be bugün 2 yıl olmuş.çok iyi adamdı kıymetini bilemedim küsmüştük ve o vefat etti gitti. cidden anlatılmaz yaşanır dedikleri bu olsa gerek.galatasaray'a aşıktı be. o benim için adanaspor'un maçına gelirdi bende onun için kahveye gidip galatasarayın maçlarını izlerdim. kahrolsun şu ölüm
      1kahrolsun ya kahrolsun. rabbim sabır versin. - sevdigimezaralti 16.02.2017 01:49:17 |#3539826
    2. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayattaki en bok şeydir.iki gün önce sabahlara kadar dertleştiğin,sırt sırta verdimi dünya'ya meydan okuyacağın adam.hayatının her anında yanında olan adam yoktur artık.öyle derin bi boşluk bırakır ki insanın kalbinde hani derler ya yaşamayan bilmez diye öyle işte
    3. 18
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cok mu cok marjinaliz'in entrysini okuduktan sonra entry yazmaktan vazgeçtim açıkçası. adam arkadaşını değil, kendini toprağa vermiş.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne olur açmayın böyle başlıklar.hayatım boyunca bir çok tanıdığımı kaybettim ben.gerek en yakın arkadaşımı gerek sevdiğim kızı gerek halamı. lanetliyim ben yani öyle diyorum kendime.yani ölümle ilgili ne zaman bir şey görsem lanetli olduğum gelir aklıma.hiç bir şeyi hak etmediğimi düşünür kapatırım kendimi eve. gerçekten lanetliyim ben.
    5. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en büyük pişmanlığım. bir whatsapp grubunda tanışmıştık. ilk kez onunla sabahladım sanırım. sabahlara kadar konuşurduk. bana 'medusa' derlerdi. o bana 'yılan karı piyuuv' derdi beni güldürmek için. izmir'de onların yazlığında buluşacaktık o yaz. bir gün de duman konserine gidecektik. çok severdi duman'ı. gözlüklerini de severdi. bir gece hiç unutamam sevgilim yüzünden kavga ettik. gelen son mesajı açmadım bile. sinirliyim ve inat yapıyorum. inadın batsın. üç gün geçti, dört gün geçti. çağatay ortalarda yok. ailesiyle kavga etti, telefonunu aldılar dedi eren. eren de kardeşi kadar yakın bir çocuk. bir gün dershaneye gitmeden yemek yiyelim dedik, kafeye oturduk. bir arkadaşımız gruba mesaj attı. 'arkadaşlar çağatay ölmüş.' diye. yeminim olsun içimde sıkıntı vardı. hissetmiştim önceki gece gittiğini. yanıma uğramıştı sanki. hissettim. oradan nasıl çıktık, nasıl bir halde eren'i aradım bilmiyorum. kalp hastasıymış gizlemişler. ameliyata girmiş. yoğun bakımda ölmüş. girmeden önce de ne olur ne olmaz diye eren'i tembihlemiş bana sahip çıkması için. bunun ağırlığı çok büyük. ben gurur yapacağıma aramı düzeltseydim onun yanında olabilirdim. erenle konuşurken bile suçluluk duyuyorum. mezarına gidecek yüzüm yok. hem mezarına gitmezsem hala bunun bir oyun olduğuna inandırabilirim kendimi. okuyorsan çağatay, üniversite için izmir'e gidiyorum. bul beni dostum. senden başka çağatay isimli birini sokmadım hayatıma. sokmayacağım da. söyleyemediğim her an için özür dilerim, seni çok seviyorum.
      0pişmanlık çok büyük bir hastalıktır çaresi yoktur içten çürütür yapma kendine yazık edersin. nerden bileceksin ki böyle bir şey olacağını. - davincininveliahti 02.08.2016 00:27:41 |#2736116
      0gülerken çürütüyor işte. bilemesem bile en azından ona karşı inatçı olmasaydım belki her şey farklı olurdu. - lilithimsi 02.08.2016 01:01:15 |#3540030
    6. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: arkadaşın hayata gözlerini yumması. beni aydınlatırdı. diğer karakter özelliklerinden bahsetmeyceğim. bütün ışığını verdi bana, ben sadece onun yansımasıyım. aynı ay ve güneş gibiyiz artık. gece oldu artık. lakin; beni aydınlatan o güneş battı bugün, bu saatlerde.
    7. 74
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir ay arayla iki arkadaşımı kaybettim.ama sadece arkadaş değildi onlar aileydi,kardeşti. gün geliyor bu olaya nasıl tepki verirdi diye düşünüyorsun.evinin önünden geçerken odasının camından gözünü ayıramıyorsun bir de fotoğrafta gözlerinin içine uzun süre bakamıyorsun ya.çok zor.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşünmesi bile kötü
    9. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gencecik yaşta gitti onlarca arkadaşım, 70 yaşında hissediyorum kendimi. koskoca dünyanın yükünü tek kaldırıyorum, bir ben kalmışım gibi onlardan. özlüyorum oğlum sizi.
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sürekli rüyanda gormek
    11. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      özlemediğim aklıma düşmediği gün yok can dostum kardeşim dediğim adamın o zeytin ağacının dibinde cansız yatışı 3 senedir hiç gitmiyor gözümün önünden çocukluğum en güzel yıllarım hayaller herşey gitti hiç eskisi gibi olamadım herşeye bir çare bulurum diyordum ama ölüme çare yokmuş anladım nur içinde yat can dostum
    12. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bundan 5 yıl önce bir arkadaşımı kaybettim hem çocukluk arkadaşım hem en iyi arkadaşımdı ayrılmayalım diye aynı liseye gitmiştik hatta. dünyanın en kötü şeyidir arkadaşın ölmesi hele ki çocukluk arkadaşıysa. sanki insanın çocukluğu siliniyor gibi oluyor bi anda. çünkü bütün hatıraların onunladır. yaşadığınız anıları anlatıp gülemezsiniz çünkü yaşadığınız kişi artık yoktur bu çok koyar insana. öldükten sonra defalarca rüyalarıma girdi ve her rüyama girişinde öldüğü yaşındaki haliyle girdi ben yanında hep büyük duruyordum. onun büyüdüğü halini hiç bi zaman göremediğim için hep o haliyle girmesi bana çok koyuyor mekanı cennet olsun.
    13. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hesabına bilardo atmaya kahveye gitmiştik, hamza'yı arayıp eksik var gel diye çağırdık. biz kahveye gittik bekliyoruz hamza'yı ama kimse gelmiyor sigara içmeye arkadaş dışarı çıktı tam karşımızdaki yolda hamza düşüp bayılmış bu bizi götü tutuşa tutuşa çağırdı bir baktım oracıkta yatıyor hemen ambulans çağırdık ama maalesef ambulansta vefat etmiş. sebebi damar tıkanmasıymış öyle dediler. bir anda gitti yağız delikanlı. mekanın cennet olsun kardeşim benim. :(
    14. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlığı görünce durdum düşündüm.bundan sonra hayatımda olmasa ne olurdu diye sorguladım kendimi.herhalde çocukluğumu,büyüdüğüm günleri,anılarımı onunla yitirirdim.sonuçta tüm anlarımı benimle paylaşmış. annelerle her şey konuşulmuyor,her şey herkesle de konuşulmuyor.o yüzden bir derdin olduğunda kapısına gittiğin insanın artık olmaması kabullenmesi zor bir acı.allah göstermesin çiçeyim ayrılığı.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim en yakın arkadaşım,sırdaşım halamdı sözlük. 21 ekim 2016 da kanserle mücadelesinin 5.yılında kaybettim o güçlü kadını. o kadar zor günler geçiriyorum o kadar yalnızım ki telefona sarılıp birilerini aramak istiyorum aklıma hep o geliyor. her zaman olduğu gibi arıyorum "bu numara artık kullanılmıyor" diyor bir kadın. ona anlatayım derdimi diyorum 10 -15 saniye sonra o da kapatıyor. resimlerle konuşmak acı verse de gülen gözlerinin içindeki umut bana güç veriyor.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir ölü bedenden fazlasıdır, düşündürür, en doğrusunu buldurur, acıyla sorgulatır: 'nasıl biri olmamı isterdi' diye. beşeri olmasa da, bu sualle birlikte, hayatının her anında, dönüp baktığın her köşede, sonsuza dek yanında arkadaşlık edecektir.
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşünmek bile nefes aldırmıyor allah korusun.
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşüncesi bile yakan bir olay
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üzülme sen dostların var özleyip içten seven isminin telaffuzunda kâh gülüp hüzünlenen yakişmamış son elbisen büyük sanki iki beden (bkz: meçhul sanıklar)
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ölme değil de kayboldu. i̇nsanda değildi. 1 seneyi geçti. adı arap'tı 7 seneden fazla beraberdik. süslü püslü bişeyde değildi. bildiğin sokak köpeği idi ama güzel domuz kovalıyordu. hergün bişeyler anlatırdım ona aşık oluşumu kızın terk edişini kızın düğününü bile anlattım. o kayboldu onunla gitti herşey. resimlerini gördüm mü içim sızlıyor. muğla da kayboldu.. 1 senedir çakır var. arapın yanında büyütecektim. çakır kendi büyüdü. i̇kisi de aynı kaderi paylaştı. diş hastalığına yakalandı dişlerini çektim elimle... çakır başka ama "arap" daha başkaydı
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne zormuş daha iki gün öncesine kadar mesajlaştığın insanın ölüm haberini haber sitesinden öğrenmek. sesini bi daha duyamayacağı bilmek espirilerine bi daha gülemeyeceğini bilmek senin attığın snaplere cevap alamayacağını bilmek çok zormuş. çok zormuş çok zor. daha ilk iş günü çiçeğimi yollayacaktı sözü vardı beni yemeye götürecekti. sözlerini tutamadan veda etti hem de çok aniden. kelimelerin anlamsız kaldığı yerdeyim.
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok zor bir durum onunla yürüdüğün yolları tek geçmek beraber oturduğunuz sıraya tek oturmak onunla bir daha konuşamayacak olmak annesinin gözlerine bakamamak
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      4 yıl önceydi. o yıl 2 arkadaşımızı kaybetmiştik, cenazelerine gidip gömüldüklerini gördüğü halde hala inanamıyor insan. mekanları cennet olsun.
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      haberlerde gördüm,durduk yere öldürdüler 2 kurşunla kimin yaptığı bile belli değil.hayalleri vardı be,çok iyi futbol oynardı,yakışıklı adamdı,ne vardı yani ne sorunun vardı daha 19 unda mezarlıkta infaz edecek,tam tamına 3 ay oldu hala aklımda atamadım bi türlü
    25. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dün sabah oldu.. daha ağlamaya bile vakit bulamadım eve yeni geldim üzerimde yorgunluk var kahvemi hazırladım 2 paket sigara aldım. ışığı kapattım az sonra pc yi de kapatıp çatıya çıkıp sakin sakin göğü izleyerek sigaramı içeceğim sabaha kadar. aslında sıcaklığından mıdır bilmiyorum ama bir şey hissetmiyorum sadece halsizim. ona bu zorlu dönemde yazdığım uzun uzun yazıları okurum belki, beraber geçirdiğimiz 6 yılı düşünürüm. bilmiyorum..
      1başın sağolsun. en korktuğum şey benden önce ölmesidir bazılarının. - sessizdeyimdünya 15.05.2017 22:10:12 |#3447581
    26. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yeni yaşadığım bir olay. ben ilkokulu, ortaokulu falan ayrı illerde okumuştum hep o yüzden eski arkadaşlarımı ara ara sosyal medya üzerinden bulmaya çalışıyordum falan bir kaçına ulaşmıştım tam 9 sene sonra. ama asıl ulaşmak istediğim bi arkadaşım vardı. elif. elifin arkadaşına ulaşmıştım ama hep erteledim elif'i sorma konusu ya aklımdan çıktı ya unuttum ya araya bir şeyler girdi etti derken 1-2 ay böyle geçti. bir gün o ulaştığım arkaşımız elifin küçüklük resmini koymuş üstüne bir şeyler yazmış ama dikkat etmemiştim ne yazdığına hemen atladım 'ne zamandır niyetlenip unuttum sana sormayı elif nerede onu bulamadım bir türlü?' diye mesaj attım. kız bana 'elif gitti' dedi ben de bir yandan yoldayım nereye gitti falan tarzında sorular sordum. sonra resme dönüp bakınca yazdığı şeyleri farkettim. ben mesaj atmadan 1 gece önce elif trafik kazasında ölmüş. sadece 1 gece. kendimi o kadar kötü hissettim ki ertelediğim için o an önemsemediğim için. 9 sene sonra çok sevdiğim bir arkadaşımı bulmuş salak gibi ertelemiş ve sadece 1 geceyle kaybetmiştim. sonra haberlerde tekrar tekrar görünce daha da ağır oldu tabi. aklınızda bir şeyler varsa birisine sevdiğinizi söyleyecekseniz birisine kızdıysanız ya da ne varsa o an söyleyin. ne zaman ne olacağımızı bilmiyoruz. aynı yaştaydık o üniversitesini okurken bi kazaya kurban gidiyor ve ben bu satırları yazıyorum. gerçekten ne zaman ne olacağımızı bilmiyoruz.
    27. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşüncesi bile beni mahvederken dün basima geldi. daha 17 yasindaydi bogularak yitirdi hayatini. deli doluydu be. annesinin tek ogluydu, tek dostuydu. allahım sen annesine sabır ver. hala bana saka gibi geliyor inanmak istemiyorum ama ölüm herseyden daha gercekmis
      1başınız sağolsun. - mosfetullah 10.07.2017 19:45:10 |#3415728
      0dostlar sagolsun - brillante 10.07.2017 21:44:31 |#3420351
    28. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      henüz 1. sınıftım. daha 6-7 yaşlarında bir kız çocuğunun hayata veda etmesini öğrenmiştim okul sıralarında. günlerce ağladığımı bilirim. beraber oyunlar oynamak demek her şeyi paylaşmak demekti o yaşta. onu kırıp kırmadığımı hatırlamıyorum, yüzünü dahi hatırlamıyorum. umarım o da beni seviyordur onu hiç üzmemişimdir. allah rahmet eylesin..
    29. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      garip, garip, çok garip. yarım saat önce haberini aldım. daha geçen aya kadar denk geldikçe birlikte yemek yediğim, en olmaz zamanlarda dertleştiğim, kahve/çay-sigara kaçamaklarında sohbet ettiğim, yardımlaşmak icap edince birlikte ödev yaptığım, zaman zaman da oyun oynadığım yurt arkadaşım bu sabah vefat etmiş. babası da biz arkadaşlarına mesaj ulaştırmış; oğlumun birisinden alacağı varsa helal olsun. ama borçlu olduğu varsa da lütfen bana ulaşsın, ödemek istiyorum diye. hakkımızı da helal etmemizi istemiş. şu an, o gencecik adamdan dinlediğim hayallerin artık gerçekleşmeyecek olduğunu bilmek mi içimi kemiriyor, yoksa babasının yaşadığı evlat acısına şahit olmak mı kanıma basınç yapıyor emin değilim. yurttan ayrıldığım o son gün, onunla vedalaşamamış olmak hatrımdan çıkmıyor. onu bir daha göremeyecek olduğumu bilmek de cellat soğukkanlılığıyla aklımı boğazlıyor. şu an başka bir şey düşünmeyi bilmiyorum. sana dair içimde birikmiş, dokunsan ortalığa saçılacak ama bunları açığa çıkartmaya kıyamadığım çok şeyim var. sen de bilirsin ki; susmak, en yoğun lisandır. anlayana.. sadece şunu bilmeni istiyorum; bunca zamandır ilk defa üzdün beni. başta bu ve bunun gibi daha onlarca sana özgü unsurdan dolayı seni asla unutmayacağım. hakkım varsa helal, mekanın da cennet olsun. hoşçakal arkadaşım..
      1başın sağ olsun - avkat 21.06.2018 13:13:53 |#3540236
      1ağladım lan baya baya ağladım. hayaimda ilk defa bir entrye ağladım.. - tosbağa 21.06.2018 13:20:08 |#3541224
      1mekanı cennet, başınız sağ olsun. - chicagolu 21.06.2018 13:22:38 |#3542164
      butun yorumlari goster (5)
    30. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#1458681) acısı hala sıcak. aklımıza geldiğinde o an herkes buz kesiliverir. erken gittin be dadaş. mekanın cennet olsun, içimizdeki en delikanlı sendin, sen de vakitsiz gittin.
    31. 19
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ah burda olsan çok güzel hala istanbulda sonbahar 20 ocak sabahı telefonuyla uyandım,akşama teoman konseri vardı.her şey planlanmıştı fakat yanımızda sevmediği bir arkadasım daha olacaktı gelmek istemiyorum diye söylenip duruyordu.trip atıp telefonu kapattım,üstüne bir de numarasını sildim.bu numara silme olayı da aramızda bir geyikti,birbirimize sinirlendiğimizde pasif direnişimizi böyle göseriyorduk.trip attıgıma da bakmayın nazım niyazım başkasına geçmez ondan başka.akşam mesaj atmıs geldim alanın önünde bekliyorum diye.gelince azcık soguk yapsam da dayanamadım.beyfendinin içi gece geç vakitte eve tek dönmeme elvermemiş,kalkmış gelmiş.teomanın çok şarkısını da bilmiyordu,bütün konser boyunca tek bildiği şarkısı olan istanbulda sonbaharı söylemesini bekledi.teomana bagıra bağıra eşlik de etti o şarkıda.sonra çıktık,eve giderken saçma sapan bir şeyden tartışma çıktı.benden sakladığı bir şeyi öğrendim çok da önemsizdi aslında ama canım sıkkındı patlayıverdim.tartıştık,hatta bu arkadaşlıktaki ilk ciddi kavgamızı ettik.ama ne olursa olsun bu arkadaslıgı hiçbir şeye feda etmezdim.arkadaslıktan ziyade kimsemiz kalmamıştı ikimizin de sırdaştık biz.ne olursa olsun ilk aradığımdı.hiç unutmam üniye yeni başladık,arkadaş edinemedim ben çok yalnızdım.kalktı geldi benle takıldı okulda.neyse o gece eve bıraktı beni.arkadaşlarıyla bi yere gidecekti,geleyim diye tutturdum ama onun arkadasları da beni hiç sevmez götürmedi.kavgamız bile maksimum bu kadar sürebiliyordu. 21 ocak öğlen artvine gidecekti.yani şöyle trabzona gidecekti uçakla ordan onu alacaklardı.o gün eglenmeye çıkmıstım hiç bakmadım telefona.akşam telefonum çalıyordu dışardayım diye açmadım.arayan arkadasıydı dediğim gibi sevmezlerdi beni aramız kötü diye tartısma çıkaracaklar sandım açmadım,eğlenmeye devam ettim.sonra dayanamadım eve giderken aradım.kaybettik başımız sağolsun dediler.yer ayagımın altından çekildi çünkü hayatım boyunca bu kadar kötü hiçbir cümle duymadım ki ben.şaka sandım bekledim bekledim değilmiş.uçakla indikten sonra artvine giderken arabayı babası ona vermiş nehre uçmuşlar. koskocaman bir hiçlikle gittiği yerden dönmesini bekliyorum şimdi.ne saçma bir şey yaptıgımda beraber gülebilcek biri kaldı,ne de yalnız kaldıgımda beni o dipten çıkaracak biri.toprağın çiçek vermiş şimdi ama ben hala biri çıkıp şaka diyecek diye bekliyorum.eğer bir yerlerde bana hala kızgınsan özür dilerim. 'güzel bir rüyada sevdiklerim hayattalar sanki hala'
      1başın sağolsun, allah sana da ailesine de sabırlar versin. - sevdigimezaralti 27.04.2019 01:23:01 |#3753176
    32. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sanırım ben iyi olurdum. hep oldum. o soğukkanlılığını koruyan ve diğerlerini toplayan. babam da böyledir mesela çoğu zaman. ama babamı da birinin toplaması gerektiğinde yine ben olurum sanırım. ben olmak berbat. duygusuz adam. dik durmanın gerekliliğine inanırım. gereksiz ağlamalara inanmam. fiziksel acıya inanırım. psikolojik olanı insanın içinde yaşadığını düşünürüm. göz önünde ağlamayı sevmem. sonraya saklarım. köşeye çekildiğimde, ortam sessizleştiğinde ve karanlıklaştığında dökülür gözyaşlarım ve duyulur hıçkırıklarım. ama benden başka kimse ne görür ne de duyar. bir tür savunma mekanizması diyebilirler buna. bu başka bir şey. bu bir saldırı. bu bir hücum. toplumun dayatılarına. çok yüzlüyüm. beni tanımayanlar, beni simaen tanıyanlar, beni ismen tanıyanlar, beni cismen tanıyanlar, beni tanıdığını sananlar, benim olduğumu sandığım, birinin benim olduğumu sandığı, gerçekte olduğum ve olmak istediğim. biri hariç tümünü kontrol edebilirim. olmak istediğimi kontrol edemiyorum. neyim ben? ne istiyorum? boşa yaşıyoruz amına koyim.
      0her seferinde neyim ben sorusunun cevabını bulamayıp küfür bakıyorsun demi sende? - oleger 27.04.2019 23:08:54 |#3753181
      0kimi zamanlar (: - asitane 28.04.2019 00:39:49 |#3753183
    33. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      - (#2253317) yıl dönümü yaklaştıkça bir tuhaf oluyorum. çünkü yarım kalmışlık değil bu, bambaşka bir şey. başparmağı kesik bir elde kalan dört parmağın, kayıp parmağı sürekli araması gibi. bir şeyi tutmamı sağlayan en önemli parçam artık benimle değilmiş gibi hissediyorum. sıradan bir eksiklik değil yani bu. daha çok; arta kalan hayatın boyunca seni sendeletecek bir şey. ahmet haşim'in de dediği gibi, "insanı diğer yaratıklardan ayıran ve onu bütün hayvanlara nazaran üstün bir mevkyie çıkaran dimağ değil, sadece elinin başparmağı imiş." - (#2304478) öyle işte. sen gittin, biz kaldık. sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?
      0 :( başın sağ olsun - kardesmbisakinol 19.06.2019 14:09:54 |#3755605
      1dostlar sağolsun.. - louis froziel 19.06.2019 14:54:08 |#3755627
    34. 32
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çocukluk arkadaşımdı. Çok temiz Çok kırılgan Çok naif bir insandı. Hayata hep pozitif bakardı. Bir eli sakattı. Dışarıdan nasıl gözüktüğünü hiç bir zaman yargılamazdı. Ve kalp hastasıydı. Nakil olacaktı. Olmadan önce konuştuğumuzda iyi olduğunu herşeyin güzel gittiğini söylemişti, yakın zaman da çıkacağını söylemişti. Ama o hastahane onun mezarı oldu. Öğrenme şeklim de çok acı oldu. İşten gelmiştim. Çok yorgundum yemeği yedim odama doğru giderken babam yanina çağırıp arkadaşımın ölüm haberini gösterdi ve ben yıkıldım. Çocukluğumu geçirdiğim komşumdu. 22 yaşında gitti. İnşallah güzel yerdedir. Seni burdan yad etmek isterim. Seni seviyorum.
      4Başın sağ olsun - gunes gibi 27.04.2021 03:28:07 |#4149711
      3Dostlar sagolsun. - maden suyu 27.04.2021 03:29:30 |#4149713
      2Başınız sağ olsun :/ - clara 27.04.2021 04:45:08 |#4149774
      butun yorumlari goster (4)
    35. 23
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1. Sınıfa yeni başlamıştım. Sınıfla tanışma kaynaşma falan derken haftalar oldu. Ben de bir kızla arkadaş olmuştum. Yani şu dünyadaki gerçekten arkadaş olduğum ilk kişiydi. Bizim arkadaşlığımız zamanla ilerledi ama o bazen okula gelmiyordu. Ben de merak ediyordum. O yüzden anneme sormuştum. Kan kanseriymiş. Ben o yaşta pek anlamadım tabi ne olduğunu hasta dedi annem. Ben de o iyi olsun diye ona daha iyi davranmaya başladım. Daha iyi arkadaş olduk. Sene sonunda okuma bayramı vardı. Hatta küçük bir tiyatro da oynanacaktı. Arkadaşım pamuk prensesti ama gelemedi. Kemoterapisi varmış. Neyse gösteriden sonra velilerin çektikleri videolar birleştirilip bütün sınıfa dağıtıldı. Ben iki tane aldım. Anneme söyleyip beni arkadşıma götürmesini istedim. Birlikte gittik. Apartmana gittiğimizde merdivenleri koşa koşa çıktım, kapıyı o açtı ve ilk söylediği şey hiç aklımdan çıkmadı hâlâ sesi aklıımda, " Anne! En sevdiğim arkadaşım gelmiiş" ama bunu dedikten sonra görünüşünden utanıp evin içine gitmiş çünkü saçları çok dökülmüştü, annesi dedi sonra. Bu onu son görüşüm oldu. Biz 1-2 ay sonra başka bir şehre taşındık. Ben orda okula başladım ama nasıl mutsuzum hiç okula gitmek kimseyle arkadaş olmak istemiyorum. Bir gün okuldan geldim. Annem yanına çağırdı beni, dedi ki, " sana bir şey söyliycem ama ağlamak yok" ben de söylesin diye tamam dedim. "arkadaşın ölmüş" dedi. Ben ölmenin ne demek olduğunu bilmiyordum ve ilk defa onunla öğrendim. O gün içim dışıma çıkana kadar ağlamıştım. Üstünden yıllar geçti onu hiç unutmadım, aklıma geldikçe hâlâ ağlarım. Çok güzeldi, çok iyi kalpli bir insandı...
      0Mekanı cennet olsun - maden suyu 28.04.2021 00:55:09 |#4150298
      0Amin - ukuleleistinbirisi 28.04.2021 04:00:51 |#4150396
    36. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ölmesi demek çok ağır geliyor insana; vefat etmesi demek daha az acıtıyor. Arkadaştan ziyade dostum, kardeşim dediğin insanın vefatı insanı çok üzüyor, yoruyor ve yıpratıyor. Yalnızlığa hapsediyor. Anlatılmaz, tarif edilmez acılar yaşatıyor. Tabi bir de vefatın nasıl geliştiği, nasıl olduğu da önemli. Bir anda sabahın 6 sında uyandırılıp haberi almak kalıcı psikolojik hasarlar bırakmakta...
    37. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Arkadaşım sayılmasa bile devremdi kendisi. Hakkari Şemdinli Yeşilova bölgesinde eyp sayesinde şehit olan bir arkadaşımdı. Manisa'da acemi birliğinde az buz sohbetimiz oldu kendisiyle ama tanıdığın birinin şehit olması insana ağır geliyor. Ruhu şad olsun.
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ortaokul son sınıfta benden bir üst dönemden bir çocukla çok yakın arkadaştık, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez kankaydık yani en azından ben öyle biliyordum. Meğerse bu çocuk bana aşıkmış ama inanın hiç fark etmedim etsem daha dikkatli davranırdım yani ne bilim o durumda ne yapılır bilmiyorum ama yapardım bir şeyler. Bu benden bir üst dönem olduğu için mezun olmuştu ama her gün okul çıkışına gelir beni alır eve bırakırdı hiç aksatmazdı bu hep böyleydi. Sonra işte dönem sonuna yaklaştık ben liseyi hep yaşadığım yerden dışarda okumak istiyordum ki kararlıydım da oda hep kızardı ne yapacaksın bilmediğin bir yerde bizden ayrı (biz dediği arkadaş grubumuz çocukluktan beri arkadaştık hepimiz aynı çevrede oturur aynı okula giderdik) diye. Ablama söylemiş beni sevdiğini ama öyle yeni bir şey değil senelerdir seviyormuş ablam geldi bana söyledi acaba denesen mi sana çok değer veriyor falan diye düşündüm bi düşünmedim değil ama hani olur ya gerçekten kardeşiniz gibi gördüğünüz insanlar o benim için öyleydi o yüzden düşünmem bir gün bile almadı tabi ona ne bildiğimi belli ediyorum ne de düşündüğümü kendimce onu utandırmak istemiyordum. Bir gün yine okuldan çıktık eve gidiyoruz o motorun üstünde ben yürüyorum tam bir motor aşığıydı işte kaza yaptığını falan anlattı ben de kendimce kızdım dikkat et şu motoru dikkatli kullan yada kullanma falan diye orda bana sanane çok mu umrundayım bildiğini biliyorum falan dedi ben ne diyeceğimi bilemedim sonra işte biz bi kavgaya tutuştuk onun gözünde ben onu sevmediğim (sevgili olarak sevemediğim) için suçluydum. Sonra o kavganın içinde inşallah ölürüm de pişman olursun dedi bana ben de öyle ölürüm denmeyle ölünseydi ben çoktan ölmüştüm dedim sevmezdim ölüm kelimesini yakıştıramazdım sevdiklerime kullandıkları zaman deli olurdum oda bildiği için beni ordan vururdu. Ben öyle dedikten sonra bana bak görürsün ben senden önce ölücem sen de o çekip gitmek istediğin yerde çok amansız bir şekilde öğrenip cenazeme bile gelemeyeceksin dedi. Tabi ben yine sinirlendim bağırdım çağırdım bastım gittim yanından oda motorla döndü gitti. Okulun bitmesine çok az zaman kalmıştı, yine her gün geldi ama yanıma değil uzaktan uzağa takip etti beni eve gitmemi bekledi falan sonra ben mezun oldum ve lise için yaşadığım yerin uzak bir ilçesine gittim. Bir gün yurtta otururken çok alakasız biri tarafından o haberi aldım. Hem de motor kazası sonucu. Elimdeki telefon ranzadan düştü ben hıçkırarak ağlamaya başladım o an o kadar çaresizdim ki pişmanlık mı diyeyim vicdan azabı mı o an ki hissin ne tarifi var ne karşılığı.. Özel yurtta kalıyordum her istediğimizde eve gidemiyorduk sadece belirli tarihlerde çıkış yapabiliyorduk. Annemi aradım izin alması için ama yurt izin vermedi sınav haftasından dolayı okuldan da izin alamadım ve elim kolum bağlı oturdum orda. Daha doğrusu kahroldum. Seneler geçti bir bana o cümleyi kurduğu günü bir de o haberi aldığım günü asla unutamıyorum. Yani bu arkadaşın ölmesi mi olur kardeşin ölmesi mi sevgilinin ölmesi mi bilmiyorum ama bazen başka bir yere gitmeseydim acaba böyle olmaz mıydı düşünmekten kendimi alamıyorum ve bu çıkmazdan asla çıkamıyorum.
    39. 15
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bugün doğum günüydü. 30 Nisan. Daha öleli 1 yıl olmadı bile. Çok büyük hayalleri yoktu ama vardı işte hayalin büyüğü küçüğü olmuyormuş şimdi anladım ben. Şimdi o ufak dediğim hayal onun için ulaşılmaz birşey olmuş. Bazı geceler balkona çıkar yıldızlara bakarak sanki karşımda o varmış gibi konuşurdum. Özür dilerdim son zamanlarında yanında olamadığım için, helallik isterdim belki olurda hakkına girmişimdir diye, affet derdim öylesine. Şimdi ise çıkamıyorum balkona bakamıyorum onun gibi ışık saçan yıldızlara. Nediycem? İyiki doğdun, doğum günün kutlu olsunmu ya da iyiki varsın mı? Diyemem. İyiki varsın diyemem ben ona. Yok çünkü. Şimdi burda söylemek istiyorum gücüm anca buna yetiyor. Özür dilerim meleğim sana iyiki doğdun bile diyemediğim için. K
    40. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İntihar etti. Her şeyi denedik. Ailesine dahi söylemeye çalıştık. Doktorlara götürdük. Yapmayacağım dedi ama yine bildiğini okudu. Olsun. Herkesin mutluluğu farklı kararların ardında saklıdır. Eğer bunu görüyorsan dostum. Affettim.
    41. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Cumhur abim vardı. 73 yaşında kaybettim. hem dostum, hem de manevi babamdı bir yandan. huzur içinde uyusun. bu şarkı her denk geldiğinde yad ediyorum onu. şarkı sonunda gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı sırılsıklam haşlanıyor gözlerim. göz tansiyonu olan sol gözümde hafiften ağrı. o son günlerinde vakit varken tomurcukları toplayamadım. affettin abim biliyorum ama bu bende dinmeyen bir pişmanlık olarak kalacak. Sagopa Kajmer - Bir Pesimistin Gözyaşları (2003)
    42. 19
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Üniversite 2 ve 3. siniflarimiz pandemi dönemine gelen o öğrencilerdendik biz de.. Son sınıfız pandemiden çıkmışız yaşayamadığımız öğrencilik hayatımızı ne kadar olursa yaşama derdindeyik hepimiz. 2. dönem geldi; tabi mezuniyet partileri, törenler, giyeceğimiz kıyafetler, mekanlar ve daha nice heyecanlar hepimizin ana konularından biriydi. Arada vize ve final derdi de çekiyorduk tabi hep o dönemlere denk gelir bu muhabbetler. Neyse.. Biz 40 tane fikir konuştuk ikinci öğretimlerle mi yapalım sadece kendi sınıfımız mi olsun orda mi şurada mı olsun vs. bunlari tahmin edersiniz eğer bir mezuniyet süreci gecirdiyseniz tam bir bayrak savaşına döner hatta işin sonunda. Ve hiç kimse de başkasına teslim etmek istemez bu bayrak savaşını benim dediğim olsun diye. Bu süreçte cok tartışmalar yaşandı arkadaşlarımız birbirlerinin kalplerini kırdılar geri dönüşü olmayan sözler söylendi kimse pisman olacağını düşünemiyordu tabi. Velhasıl kelam en sonunda biz kendi sınıfımızla ve hocalarimizla bir yemek ve ardindan ufak bir müzik eğlencesi düzenlemeye karar verdik geleceklerin isimleri ben yazıyordum hatta... İçinde benim de oldugum bir grup arkadaşımız çeşitli mekanlarla konuşup en sonunda bir lokanta tarzı yerle anlaştık. Ayni hafta mekana kapora götürmemiz gerekiyor bir kısım ücreti topladık kim götürecek diye konuşuyoruz müsait olan 2 arkadaşımız bu görevi üstlendiler Bu 2 arkadaştan biri de bizi haftasonu için evine davet etti yurtta kalanlar veya ayni şehirde yaşayanları güzel bir anımız olur diye düşünüp bizi davet etmişti eve karar vermistik haftasonu bizdesiniz demişti son söz olarak. Derse girdik ardından o gün başımıza bir şey geleceğini hissettik mi bilmiyorum ama herkeste bir gariplik vardi dönük bakışlar, bakakalanlar, sarilanlar vardı sınıfta. Hatta ders hocamızla ders sonunda bir fotoğraf çekildik amfide gülümsedik hep beraber.. Ders çıkışı 2 arkadaşımız kapora vermek üzere yanimizdan ayrıldılar. Bizde dağıldık herkes evine yurduna gitti. Akşam ben yurtta arkadaşlarımla güle oynaya çay saati yaparken telefonlara gömüldük bi ara. Sonra sınıf grubumuza bir mesaj geldi "Acil Kan Aranıyor"... Kapora vermeye giden 2 arkadaşımıza dönüş yolunda anayolda yüksek hızla giden bir araba çarpıyor değil arkadaşlarımız araba bile büyük hasar alıyor bu kazada. Olayı öğrendiğimizde gece 23 ü geçmişti aslında ama aslında olay biz dersten çıktıktan sonra hepimiz yurda eve dönüp yemeklerimizi yiyip sularimizi içerken olmuştu hic haberimiz yoktu. Yani saatlerdir yoğun bakımda ölüm kalım savaşı veriyordu arkadaşlarimiz. O gece yurtta ayni sinifta olan arkadaşlarımızla toplandik elimizden hicbisey gelmemesinin vicdan azabıyla dua ediyorduk, kan aranıyor mesajlari paylaşıyoduk. O gece arkadaşlarımızdan birinin vefat haberini aldık şok içindeydij hepimiz bir kaç saat önce beraber fotoğraf cekilip sarılmıştık. Elimizden hicbisey gelmiyodu hic uyumadan diğer arkadaşımiza dua etmeye devam ettik. Sabah hastaneye gittik tüm sınıf arkadaşlarimiz bölüm hocalarımız herkes oradaydı annesi kardeşleri bitmis durumdaydilar. Gece vefat eden arkadaşımızın cenazesi gömülecekti cenaze namazinin kılındığı yere gidecektik toplandik giderken diğer haber de geldi. Birisi sınıf birincisi diğeri ikincisiydi, mezuniyet töreninde yapacakları konuşmalar bile hazirlamislardi. Hepimizin mezuniyet heyecanıyla tüm sınıfı bir araya getirmeye çalıştığı organizasyonumuz cenaze törenine dönmüştü. Geriye kırılan kalpler, alınmayan gönüller ve pişmanlıklar kalmıştı. Başka hiçbir şey yoktu. Bizi haftasonu evine davet eden "Bu haftasonu bizdesiniz" diyen arkadasimizın evine onun başsağlığı için gitmiştik ve hepimiz oradaydik. Annesi içtiği ilaçların etkisiyle "size hazırladığı yiyecekler buzlukta" diye sayıklıyordu. Diyorum ya geriye hicbisey kalmamıştı acıdan ve pişmanlıklardan başka..
    43. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      9. Sınıfta bir kız vardı o kadar sessizdi ki sadece kitap okuyordu. Tek arkadaşı kitaplarıydı. Bende bir o kadar konuşkan, sosyal biriydim. Sınıf öğretmenimiz benim yanıma oturttu onu, hem o biraz açılsın hem de ben biraz sakinleşirim belki diye.. Neyse, bu kızla okulda hiçbir şekilde iletişim kuramıyorum, eve gidiyoruz bana mesajlar atıyor konuşmaya çalışıyor. Ne çok sinirlenirdim. Bir gün öğlen arasında aldım karşıma konuşacam neden böyle yapıyorsun diye, konuşacaksan okulda konuş diyecem. Bana 'ben insanlardan korkuyorum, sadece bir tane arkadaşım var o da ilkokuldan arada sırada konuşuruz, ama kitapları çok seviyorum.' dedi. Oturduk kitaplardan konuştuk. Sonra başladım kızla gerçekten arkadaş olmaya çalışmaya. Olduk da.. Başka bir arkadaşamız da vardı. Çok iyi üçlü olduk hatta. Ama anlatmazdı hiçbirşeyini, lafı zar zor alırdık ağzından. Seneler geçti, biz büyüdük, biz iki arkadaş tonlarca olaylar yaşıyoruz, ne insanlar gelip gidiyor benim minnoş arkadaşımın hala hayatında sadece biz varız sadece ilkokul arkadaşı çok kırıyor kalbini sürekli ondan yakınıyor bize. Üzülüyor hem de çok üzülüyor. Bizim sınav hazırlığıydı, yoğunluktu derken buluşmalar seyrekleşti. O hayatımın boka dönüştüğü seneye geldik, bir gün deprem oldu. Kimsenin telefonu çekmiyor, ulaşamadığımız her insanın 'Allah korusun' öldüğünü düşünüyoruz.. Ulaştık çok şükür hepimiz birbirimize. Depremden sonra başka şehire taşınmaya karar verdiler. Ablası, annesi, o Maraş'a taşındılar, babası ve iki erkek kardeşi kaldı bizim memlekette. Sonra biz kazandık üniversitelerimizi, gidiyoruz okula. Bir gün hiç hatırlamadığım bir konu yüzünden biz kestik konuşmayı. Diğer arkadaşımızla görüşüyorlardı ama biz kırgındık. Hiç düşünemedim bir gün gönlünü alamayacağımı, gelirdi aklıma sürekli artık kibir mi desem, konuşmaya çekinmek mi desem, konuşmadım hiç. Diğer arkadaşıma sorardım napıyor diye üniversitede çok güzel arkadaşlıklar kurmuş, alırdım haberlerini ondan çok mutlu da olurdum. 'Vay beee açıldı sonunda.' derdim. Ona hiç söyleyemedim. İkinci deprem geldi. Maraş dediler, biz de zaten çok korkuyoruz, aradım telefonu çalıyor ama açmıyor. Diğer arkadaşımla onu, ablasını arıyoruz açmıyor. Twitter'den öğrendik enkaz altında kalmışlar. Bir erkek kardeşi daha ordaymış. 3 gün boyunca büyük umutlarla, ölebileceğini ona hiç yakıştırmadan aradık, belki çıkmışlardır enkazdan diye. 3. gün çalmadı artık telefonları ve en küçük erkek kardeşinden aldık ölüm haberini. O kadar inanamadım ki gittiğine, gitmez ya gidemez dedim hep. Geç kalmışlığın verdiği acı da cabası zaten. Annesi kayıp gencecik üç can göçüp gitti. Cenazesinde o kadar donuktum ki herkes ağlıyor, baktım toprağına kaldım öyle. Hani derler ya 'hayatım film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden', o toprakta gördüm bütün anılarımızı. Eve giderken vurdu kafama 'yok artık'. Yolda oturdum ağladım. Taziyesine gittik birkaç insan dışında hiç kimse yok. Babası bile gelememiş annesini arıyor diye, kardeşi zaten bitmiş. Hep çok yalnızdı, ama yalnız gitmedi. Yanına iki kardeşini, canından çok sevdiği annesini aldı da gitti. Bu dünyada kimsesi yokmuş canım arkadaşım. Ben iyi bir insan olamadım sana karşı, kırgın gönderdim. Sadece seni hep çok sevdim, hep çok seveceğim. Gittiğin yerde mutlu ol. Beni affet...
    44. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en yakın arkadaşım haftalarca bana kendi hayatını nasıl sonlandıracağını detaylı bir şekilde anlatmıştı, bunu yapacağı tarihi bile söylerdi. ben de haftalarca onu bu fikirden nasıl vazgeçirebilirim diye düşünüp aksiyon almaya çalışmıştım. normalde aylarca buluşamazdık, her gün buluşmaya başlamıştık. bir gün ne konuştuysak sonraki gün anlattığım her şeyi sıfırlardı baştan alırdık. o kadar gündelik bir şeymiş gibi anlatırdı ki bir süre sonra ben bile bu fikire alışmıştım. sonra bir gün evdeki kuşumuzu kaybettik. inci. bembeyaz tüyleri vardı, hastaydı hep. avucumun içinde son nefesini verdiği an'ı hissettim. bir sonraki gün de incinin her zaman kafesinin olduğu köşeye doğru fark etmeden yürümeye başladım, onu sevmek için. bir gün önce kaybettiğimizi unutmuşum. saatlerce ağlamıştım, o an idrak edebildim çünkü. 12 yaşımdan beri tanıdığım arkadaşım, beraber şehrin her yerini gezmişiz, en sevdiğimiz filmlerden kitaplardan bahsetmişiz, araştırdığımız öğrendiğimiz her şeyi birbirimize anlatmışız, geçmişimizdeki çoğu anıda ortak yerlerde buluşmuşuz, ortaokulda bir tiyatro oyununda beraber sahne alıp ödül kazanmışız. hayatımda olmaması fikrine beni alıştırması kolay, ama hayatımdan çıktıktan sonra bunu kendi başıma aşmam gerekeceğini hiç fark etmedi. o günden sonra konuyu ailesiyle paylaşınca iyiye gitmeye başladı. ailesiyle konuşanın ben olduğumu biliyor mu bilmiyorum. şu an görüşmüyoruz. sadece arada her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için rastgele bir mesaj atarak yokluyorum. ondan geriye bana on yıllık bir geçmiş ve sürekli etrafımdaki insanlardan birini bu şekilde kaybeder miyim acaba paniğiyle yaşamak kaldı birbirimize söz verdiğimiz gibi 35. yaşımızda o manzaralı yerde buluşup geçmişimizi konuşmasak da olur. tiyatro günlerindeki anılarımızı ve seyirci bizi alkışladığında nasıl şaşırdığımızı hatırlamasak da olur. yıllarca çalıştığımızda bile satın alamayacağımız o pembe evde yaşasak nasıl bir hayatımız olurdu diye düşünmesek de olur. kendi hayatımızla meşgul olup birbirimizi hiç merak etmesek-bu senin kararındı- ve o tiyatro oyunlarına, sinemalara tek başıma gitsem de olur. şu anlık hayatta olduğunu bilmek benim için yeterli. çünkü sen göremesen ve bir türlü inanmasan da hayatımda tanıştığım en zeki ve eğlenceli insansın. aynada kendine baktığında bunu senin de görebileceğin günler yakındır
    45. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Uzun uzun yazıp anlatamıyorum bile. Kendi gitti ama gençliğimi de götürdü yanında. Ondan sonra ne insanlarla yakın olabildim ne de derin arkadaşlık bağları kurabildim. O yaşasaydı belki her şey bambaşka olacaktı ve ben de bambaşka bir insan olacaktım bunu çok iyi bilmenin acısı var içimde, geçen tüm yıllara rağmen azalmayan.
    46. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Liseyi küçük bir okulda okudum. Okul küçük olduğu için de herkes birbirini tanıyordu. 11. Sınıfa geçtiğimizde okula 3-5 tane yeni kayıt aldılar. Başta hepimiz önyargılıydık hepsine. Zaman geçtikçe onlar da aramızdan olmuştu tabi. Ama aralarında bir çocuk vardı, resmen bütün okul tarafından sevilen, iyi niyetli bir çocuktu. Yani bir okulda kimse mi o çocuk hakkında kötü bir şey söylemez? Söylemiyorlardı. Biz de o çocukla aynı sınıftaydık, arkadaştık. Ben genelde hep okula erken giderdim, sınıfta çikolata falan yiyodum. Onu da babası bıraktığı için mecbur erken geliyordu. Bir gün yine erken gittim, çikolatamı falan masaya bırakıp ellerimi yıkamaya gittim. Geldiğimde çikolatamı yiyordu, bu benim de en sevdiğim çikolata dedi. O günden sonra her sabah ona da kendime de alıyordum o çikolatadan. Hatta bir ara sınıfa diğerleri de erken gelmeye başlamıştı çikolata için. Sonra yaz tatiline girdik, o çocuk yaz tatilinde öldü. Birden bire ölüm haberini aldık. Gruba gelen ilk mesaj ‘arkadaşlar x kişisi kaza geçirmiş, arkadaşları iyi, sadece kendisi yoğun bakımda. Dua edin.’ mesajıydı. Görünce sadece şok olduk. Tepki bile veremedik, ama korkmadık da. Kimsenin burnu bile kanamamış, o neden ölsün ki? O kadar kötü değildir heralde, kötü olsa diğerlerine de illa bir şey olurdu diyorduk. Kendimizi kandırıyormuşuz. Çünkü çok kısa bir sürede ‘melek oldu’ mesajı geldi. Cenazesi farklı şehirden kalktı, ben gidememiştim. Hala çok içime oturur o durum. O çikolatayı da yiyemiyorum artık. Çok hayat dolu bir çocuktu. Hayalleri vardı ve hepsini gerçekleştirebilcek potansiyeldeydi. Hayatı daha yeni düzene girmişti, hep bunu söyler mutlu olurdu. Nerden bilsin ki o mutluluğun bu kadar sürceğini? Kaç yıl geçti üstünden, hala sanki o yaşıyormuş gibi geliyor.